Salı, Ocak 31, 2006

DT2-montum-çantam-atkım-ben ve ucube kahraman

Bugün yaptığım sunumlar çok iyi geçti ama çok yoruldum. Sabah çıkışlarımı almak için kalktım, işim ömrümü verdiğim, kanımı kurutan,artık çalışanlarıyla kanka olduğum, bu sayede ucuz atlattığım ozalitçide uzun sürer diye düşündüm. Bilseydim on dakikada biteceğini daha çok uyurdum. Yüküm haftasonuna göre daha azdı. Şu kışı ondan dolayı sevmiyorum. Kendimi mi taşiyim? Monttan dobidik olmus kollarıma cantamı mı takiyim? Nasıl takmalıyım ki kayıp kayıp durmasın? beni de sinir etmesin! Atkıyı çıkarsam üşürüm mecbur takıcam, eldivenimin teki mi düştü ne? aman buzda kaymayalım! gibi çelişkiler içerisinde bir de kocaman torbalarla çöpçü gibi otobüslere, vapurlara biniyorum. Yanıma da mümkünse kimse oturmasın o sırada. Ya da otursa da homurdanmasın. Bir keresinde içinde manken kafaları taşıdım o siyah poşetlerin. Bence cesetleri kesip kesip vapurda denize atıyormusum hissi uyandırıyordum bana tip tip bakan çoğu insanda. Poşetin arasından da ten rengi, ölü bakışlı, ifadesiz manken yüzleri gözüküyordu. Beni bir cani sanmasınlar diye masum bir balık bakışı atıyorum sabah sabah etrafa (gözlerim bazen şiş olabiliyor uykumu yatakta bıraktıysam ,artık ne kadar masum olabiliyorsam o sırada? idare biraz idare)Ama yaz öyle mi? Yıkıyorum ve çıkıyorum ohh ne rahat, saçımı da savuruyorum, hıhh!! ahaha.

Dün eve gelirken otobüste fotoğrafını çektim hareket etmekte zorlandığım dobidik halimin. Bir de poşet vardı yine yanımda, onu çekmedim ama. Neyse meydanda indiğimde uykulu ve yorgun ben şöyle düşündüm bir an 'yaa çantamı daha önde mi taşısam? birisi çekip alsa koşamam herhalde(çok hızlı koşarım ben aslında, neden acaba? ahah) kendimi çok hantal hissediyorum bu kış elbiseleriyle...' O sırada yemin ediyorum ki tam o sırada, size yalan borcum mu var? (bakınız aşağıda) bir çocuk, delikanlı kendi deyimiyle,işe yaramaz bir kahraman şöyle buyurdu:
-hanfendi pardon!
-e eeefendim?
-bakın dikkatli olun çantanıza. Demin şurdaki çocuk(uzağı işaret eder) dibinize kadar geldi, çantanızı alacaktı bence.
-(arkama bakaraktan yürüyorum, çocuktan da kıllanıyorum) aa teşekkürler...?
-gerçekten size yalan borcum mu var? Burası İstanbul (meydandaki ışıklara kadar gelmiş benle bu sırada hala konusuyor) beni yanlış anlamayın sakın...
-tamam saol gerçekten dikkat ederim!!!
-öğrencisinizz galiba?
-...(şimdi yanlış anlayabilirim sanırım, adi pislik, kafana bi vuraaaarsam görürsün)
-hayır tipiniz öyle ondan.
Adımlarımın hızlandı bu sırada tabi yusuf yusufum ahah. Hiiiiiiç cevap vermeden karşıya geçtim baktım hala geliyor süper kurtarıcım temel.

-dikkat edin o bakımdan söyledim burası İstanbul, ben İzmir-liyim... İzmir-in gözünü seviyim.
Eee defol git o zaman bre haydut, İzmirde paşa paşa ohh.. milleti kurtarma derdi de yok.
-yanlış anlamayın beni...sizin iyiliğiniz için... adınız neydi?!!!
Sanki sana adımı söylesem anlicaksın süper insan. Hadi dedim neval dedim!! nevar dedim sanıcaksın uğraş dur mertulaşın dediği gibi.
Tekrarlıcaksın, cevap vermicem, belki sinirlenip beni takip ediceksin, kavga sebebi akşam akşam. Hem sen ne beklersin hayattan? Böyle davrandığın sürece hangi kız senin boynuna atlar? Atlak kız:
- adım mı adım mı? ohhh tanrım ayşeee ayşeeeee, hayatımın anlamı, beni kurtardın, çamtamda çok önemli evraklarım vardı, para da vardı ama parayı boşver mühim olan insanlık. evlenelim. ne dersin? kır düğünü ayy çok helecanlııı...

Madem ki o kadar iyilik sever bi insan yapısına sahipsin, neden o sırada uçup da kulağından tutmadın o veledin? savurmadın yanımdan? geç bunları geç anam babam geç... yalaka tip seniiiiiii, ucube seniii(nasıl salladım ahah) seni burdan alkışlıyor beraberinde İzmir-e postalıyorum.(kibarca kovuyorum ahah)

Kendini bize bir süperkahraman gibi göstermeye çalışan (yemezler) şahıs bulunmuştur. İlginize... Taklitlerinden sakınınız.

5 yorum:

Gøkberk dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Gøkberk dedi ki...

Dobidik olmak nedir? Nasıl olunur? Kimler dobidik olur? TDK haybeye çalışıyor bana göre, şu saatten sonra. TDK yönetim kurulu üyeleri, çalışanları ve müstahdemleri versinler istifayı, yaşayamazlar bu utançla. Zaten her İstanbul'da yaşayan bir İzmirli süperkahraman değil mi şu fani dünyada? Sonra sen adama sapık ve ucube muamelesi yapıyorsun. Amerikalı kadınlar Batman'e sapık muamelesi yapsa bir kere Gotham'ı şimdi Penguen yönetiyor olurdu, Kedi Kadın için de Halle Berry'ye talip etmezdik.

anyone dedi ki...

eski bir foolish kazanova olarak bu ayakları iyi biliyorum.

genelde tezgah şöyle kurulur: ekibin iki kişisinden biri kendi halinde yürümekte olan kıza yaklaşır, laf atar, sarkar vs..

esas kızımız ters ters bakarak; "git işine salak şey" diyerek belayı defetmeye çalışır. sonra devreye ekibin esas abi'si girer ve "bir sorun mu vardı baağyan" diyerek bir süperkahraman olduğunu ve yardıma hazır olduğunu beyan eder ve olaylar böyle gelişir.

esas kızımızın güzel ve saf olduğu durumlarda film arkadaşlıkla başlar, evlilikle biter. çok saf olduğu durumlarda ise sadece yatakta biter.

bir süperkahraman adayı olarak sizi uyarmak istedim ve -sizin için bir önemi var mı bilmiyorum ama- üstelik izmirli değilim, bilesiniz istedim :)

evet diimi, elini sallasan kahraman'a değiyor :)

Mert dedi ki...

ahah aysee hayatin anlami kir dugunu kismi cok guzel olmus :)

Kahramanlik herkese yakismiyor hem :)

neval dedi ki...

gökberk buyur: dobidik kelimesi tamamen uydurmadır.gelişine vurulmuştur.tombik kelimesiyle kurumumuza gelip dombik, dobiş,dobik,dobidik diye diye sonunda bu halii almıştır.tdk da yer almaz istesende bulamazsın. neyse işte kıymetini bilemedim kahramanımın dünya değişecekti ben ona yanıyorum.

veee evet kahramanlık herkese yakışmıyor:)