Cuma, Ekim 24, 2008

hey big ben! how are you?



bu fotoğrafı ben çektim. en güzel fotoğrafı da bu bence çekilen.
Dün gece Merveyi aradık. 3 saat sonra uçağa binecekti, şimdi ordadır. İsviçrede.
Gitmek üzerine yazamayacağım ben. gitmek gibi çok uzar.

Perşembe, Ekim 23, 2008

ilkokul 2

ilkokulda japon arkadaşım var sanıyodum. meğerse çocuk tatarmış.

Salı, Ekim 21, 2008

saçlar ve düğün

kış geliyor yine. bu her zaman böyle oluyor, biliyorum. sevmiyorum. ihsan hep aynı şeylerden bahsettiğimi düşünüyor, soğuk, üşümek, banyo yapamamak vs. sonra boşver diyor, güzel şeylerden bahsediyor.
geçen cuma dayımın kızı evlendi, diyorum ya bitmedi düğünler tantanalar. merve...22 yaşında, bundan sonraki hayatına isviçrede devam edecek. çünkü eşi orda çalışıyor, orda yaşıyor. cuma günü için izin aldım ben de şirketten. sabahtan doktora gittim diz ağrılarım için. sonra annemle vardık düğün evine, derinceye. bu kadar korkunç bi'yer olamaz. bi'de orda kuaföre gitmek gibi bi'hata yaptım. allahın unuttuğu bi'kuaför. lambalarını falan ben açtırdım, kapatmışlar efendim arka taraftaki odada lak lak yapıyorlar. sıra yok di mi dedim önce, çünkü önceki gittiğim yerde sıra vardı.evden çıkmak için yarım saatimiz kaldığından dolayı da o kro kuaförünü bulduğuma çok sevinmiştim. herşey mübahtı benim için yani. içeriye kabarık ve dalgalı saçlarla girdim. dedim ki ben doğal bi'saç istiyorum, zaten saçlarım dalgalı, kendi dalgasını kullanarak sadece tarayıp toplayın. elimle de arkadan toplayıp gösterdim. ama anlamadı saçları sarı röfleli, sanki yıllarca yıkanmamışa benzeyen o yaşlı ve depresif saç rengine sahip olan, kuaför olmuş ama insan olamamış hanımefendi.
nasıl bir zevk, nasıl bir histir ki sendeki; insanların saçlarına 70'lerde yaşayan 3 çocuk sahibi kadınların ilk defa düğüne giderken yaptırdıkları bir modeli uygulayabiliyorsun? oldu olacak bi'de kucağıma bi'çocuk ver düğün boyunca taşıyacağım, eteklerimin dibine de biri damatlık, diğeri gelinlik giymiş suratları simli biri kız biri oğlan iki tane çocuk ekle ki tam olsun. böylelikle belki daha yaşlı gözükebilirim. ne dersin? çocuklara da tembihle vızır vızır dönsünler etrafımda.
kuaförlerin geneli bizim gibileri anlayamıyor bence. hepsi bildiklerini okuyor, genelinde biraz simli surat yapma, kafayı yamuk gösterme, saç sahibini yaşlı gösterme, olgun gösterme, alnın kenarından bi'tutam saç çıkarma hevesi var.
bi'daha önden bi'tutam saç çıkarmak isteyene bi'şey demeyeceğim. bırakıcam çıkartsın, sonrasında kendimi süpermen gibi hissederim belki o öndeki bi'tutam saçımla, bakarsın uçarım, kaçarım. alırım o kuaförümsüyü bilinmeyen bi'yere götürürüm, bırakırım orda onu elinde çok sevdiği o siyah tarağıyla. hani bi'tarafında saçı muntazam bi'şekilde ayırmak için kullandığı sivri bi'ucu olan.
sonra benim sonunda aynaya şaşkın şaşkın bakışım gibi baksın etrafına orda. nası oluyomuş diyim ben de pelerinimi savururken,
nasıl oluyormuş?

Cumartesi, Ekim 11, 2008

çekimlerden sonra


kemal-gülşah-kutay-neval-nesrin








yalçın ve betül de vardı o çekimlerde ama bu fotoğraflar çekimler bittikten hemen sonraki rahatlamanın verdiği delilikle çekilmişti.o zaman onlar gitmişlerdi. çok oldu ama.
ve ben hala bi'site yapamadım. olmadı yani. yaptığım şeyler artık eskidi. heyecanım kalmıyo hemen. annemle yeni şeyler yapıyoruz ama daha iki tane bitirebildik. en azında 8-10 tane daha bişey dikmek istiyoruz. bi'işin başına oturamıyoruz, zamanım yok gibi. televizyonun karşısında uyku çağırırken zamanım var bi'tek gibi. sonra uyuyorum hemen zaten. kılımı kıpırdatamıyorum gibi. dizlerim de ağrıyor, kesin romatizmam var. zaten süper şeyler dikmek için iştahımı arttıracak sıcak bi'yuvamız da yok (romatizmalarım da ondan var) atölyemiz olunca olucak ama bak görürsün. hep bi'düğün var onların yerine hep bi'kına gecesi var. mesela annemler beni evde bekliyorlar şuanda. neden; çünkü dayımın kızı evlenecek. gitmeliyim. kesin gitmeliyim, benimkine gelinmezse nasıl hissederim? önemliymiş bu günler,gülşah da demişti gelenleri gördüğümde çok sevindim diye. hep bi'mazeret diyorum ya. ben de inadına karşı bi'mazeret buluyorum hemen. mesela seda mankenim olucak. çünkü o kızıl renkli ve kıvırcık saçlı, çok güzel fiziği var, çok akıllı. çok akıllı olduğu fotoğraflardan bile belli olur diye onu seçtim ahaha. güşşah artık mankenim olmaktan yoruldu sanırım, söylemeye korkuyorum. herşeyini bi'yoluna koysun o zaman söylerim. zaten işten çıktı, zaten balayına gidemediler, zaten ona ikeadaki herşeyi almak istiyorum. bi'dakka herşeyi bırak en büyük zaten websitem yok, tasarımlar yok. sedaya da tirbüşon almak istiyorum, alıcam ama kimse almasın sakın. ya sanki muhabbet ediyorum senle blog...

özlem ablayla evlat eren