Pazar, Nisan 29, 2007

sevgili düzen nasılsın? beni özledin mi?


alışma süreci. alışıyorum yeni şeylere, alışıcam. yeni şeyler herzaman tazelik demektir.
iyi varsa kötü de var. hep mutlu olmayı bekleyen birisi? var mı?
varsa,
yanılıyor dostum...

bence

mirkelam nilin erkek versiyonu.

Salı, Nisan 24, 2007

kolum çok ağrıyor. maç yaparken oldu geçen hafta. sağ kolum. ben-gay sürüp sardım. ben-gay bence güzel kokuyor. yani tamam çok keskin bi'kokusu olabilir ama ben seviyorum.
iş için istedikleri belgeleri hazırladım bugün. anneme yoldan geçerken beni sarı rengiyle vuran ve geri döndüren o çiçeklerden aldım. kan gurubu için kızılaya gittim. hala sızlıyo parmağımın ucu. yaşlı amca resmen kan alırken elime vurdu iğneyle. naptın sen ya dedim. naptın?
-isminiz neymişşş neval
-hıhı
-getir parmağını bakalımm nevaaaal!
-hiiiiii, çok acıdı, naptın?
-kan aldım kızım, neden öle şiddetli batırdım biliyomusun? çok kan gelsin diye
-ee iyi de...
-torunum olsa da aynı şekilde yapardım.
parmağımı tutuyorum bi'yandan, amca hala;
-nevar parmağında neval
diye devam ediyor.
-------------------------------
mesela iki üç dakikadır yazıcak bişey bulamadım. öyle durdu ellerim. baktım. aslında çok şey oldu. buraya yazıp gidişatını değiştirmek mi korkutuyor beni?

Çarşamba, Nisan 18, 2007

doğumgününden


nesrin

gamze

ben

nesrin

ezge

ben

hele şükür

sada geldi. pazar günü maç yaptık. herkesi özlemişim.
dün ayça, ozan, ethem ve ben derishow-un partisinde buluştuk. zil takıp oynadık. ozanla ethem oynamadı. biz oynadık. ayçanın fikri mühim diye ona davetiye yollamışlardı. dolapdere big gang vardı sahnede. çok durmadık. ben saçlarımı bonus yaptım bigudilerle. sararken kollarım ağrıdı biraz ama az. saçlarımı kesmeden de kısaltabildim böylelikle, küt. küt ne garip bi'kelime di mi? bi uzun bi kısa, bi uzun bi kısa. iş görüşmeleri devam ediyor bu aralar. çok uzak heryer.
bugün nesrinin doğumgünü aynı zamanda. ona süpriz yapıcaz, okula gidicem birazdan. annemle küçük bi'elbise diktik. iyiki doğdun nesrin. seni seviyorum.

Salı, Nisan 10, 2007

dikkat kırılıcak!



ozanın balatta yürürken, arkasından gizlice yaklaşıp, kırılıcak şeye zarar vermeden, hatta parmak uçlarımda iken, fotoğrafını çektim.

ballı balat




pazar günü güneşliydi. ablamdan mesaj gelmişti. ozanın fotoğraf makinesi elime yakışmış mıydı? şimdilik bunlar, daha var. ama elimize bi'bilgi ulaşmadı.

Cumartesi, Nisan 07, 2007

ayç

sevgili ayçanın bloğu ve ayça ıhmm ıhım;
nasılsınız, iyi misiniz? ben sizi ailece çok seviyorum. fotoğraflarınız çok güzel ve bakması çok zevkli. bi de içten, anlatımı ve anlaması kolay, herkes tarafından okunabilecek nitelikte, kuşe kağıda basılmış olan yazılarınız, çok içten. net. bakınca görüyorsunuz. hep merak ediyorum, yüzyılın fotoğrafçısı yüzyılın fotoğraflarını nasıl ve nerde çekmiş diye. bu şansı kaçırmak istemiyorum çoğu zaman. iyiki okuyorum diyorum. okuyun diyorum. şimdi gelişme bölümüne geçiyorum.ıhımm

sevgili ayça ve ayçanın bloğu, sol taraftaki serginizi de sanat ufkumun gelişmesi açısından hep takip ediyorum. arşivinizi çok uzun buluyor 'bi susun yaa' deyişinize ölüyorum gülmekten. kah kah kah gülüyorum kah hüzünleniyorum aycaadaetblogspotnoktacomu okurken. nilin konserine gidelim, yanında bloğunu da getir. şimdi sonuç bölümüne geçiyorum sonuç olarak. ıhımm

hep yaz sen. güzel olsun herşey. ben okurum.

fikoveşazi


can


msn listendeki bütün kızları silmek istiyorum. kıskanıyorum, çok yakışıklısın.hiphop dinlemesen daha da yakışıklısın. çok kavga ediyoruz ama hep seviyorum seni arkandan. arkandan su döker gibi yani. dışarı çıkınca çok geç kalma eve, kendine iyi bak öptüm bay. (sayın bay can anlamında. aaa baycan sakızları vardı di mi?)

bana gelince böyle yapmayı öğret


seda! özledim, gel artık... voleybol oynarken çığlık atalım.

es rüzgar

Çarşamba, Nisan 04, 2007

dün

ablamın öğlen tatilinde yanına gittim. nişantaşına, zaraya girdik. çok pahalıydı. süperyalçın geldi diye çıktık hemen zaradan, dışarda nefes aldık, ablam;
-amaaaaan, zaraaaanın neresinden dönersek kârdır
dedi. ahahahaaha diye bi'kahkaha attım nişantaşı tikileri beni ayıpladı. hahayt.

böyle işler yapmam için...


...onyüzbin beşyüzyirmi milyar tane ekmeği fırınıyla birlikte yemem gerekir. ee anca!
birinci kısım da şurda

Pazartesi, Nisan 02, 2007

yinede 'mutluyuz di mi sadık?'

okuldan çıkışımı almış bulunmaktayım. bi kağıt. diplomayı sonra vericeklermiş. sekreter mehmet beyi sorarken, buldum;
-nasılsınız?
-iyi değilim
-hmmm ben de eh işte

şimdi de bizim sokakta birisi, yanlız başına yürüyen bi'kızın çantasını çaldı. herkes cama çıktı. kız biraz çığlık atmıştı. bizim apartmanın önünden hızla koşan çocuğun ayak seslerini duydum. çok yakın. herkes cama çıktı. kız biraz sendeleyerek yürüyordu. sonra bizim apartmanın önünden geçti kız. yavaşça. ayak seslerini duymadım. koşmuyordu çünkü. gayet sakindi. sokaktakiler bi'sürü şey söyledi. polise haber verelim mi dendi. istemez dedi kız, nasıl olsa bişey olmayacak. evet ya ne acı! nasıl olsa bişey olmayacak! ben hergün bu sokaktan geçiyorum ya, ailem, karşı komşum, misafirler...

Pazar, Nisan 01, 2007

alakasız birliktelikler kumpanyası

sezen aksuyu sevmiyorum dinlemiyorum diyen bir insanoğlu duymadım ben ömrümde. herkes seviyor sezen aksuyu.
ilginç.
havalar...güneş var ama benim parmak uçlarım üşüyor. babannemim bana ördüğü, bot görünümlü patikleri giymeme rağmen, üşüyorum. bi'de saçlarımı şekle sokamıyorum kaç zamandır. mesela şampuanımı değiştirdiğimde o kullandığım şampuan (şampuan şişesi mi denir kutusu mu?) anında güzel yapıyo saçlarımı. hıh diyorum şampuanımı buldum, ikinci kutu/şişe da yine aynı, yine aynı şekilsizlik. ahenkle zaten dans ediyor benim saçlarım. saçları indireni yok mu bunun? indiren derken sünepe gibi yapanından bahsetmiyorum. neyse işte çok dertliyim bu konuda. çok.
bak halaaa soğuklar ya. ben yatıyorum.

patileri takip etmek

CATZe gittim dün ayçayla. çok güzel, şirin bi'yer. sevdim. kedi yaptım bi tane çikolata renginde. bıyıkları babamın tamir takımlarının çekmecesindeki tellerden. yamuluyo ama. sürekli burması gerek, olsun...yine yapıcam.