Pazartesi, Ekim 30, 2006

ozan ayrılık fotoğrafı çekerse





ha ha ha!

Karaoke barda ayçaylanildenektralargevepırlantayı söyledik.
İki tane mikrofon vardı. Konser yoktu, biz yarattık. İhsan da söyledi. Hiç aklımda yokken sosyalleştim, sosyalleştik. Eve gidicektim aslına ben bir iki saat sonra. Olmadı. Saat geç, evdeyim. Gaia beni çok özlemiş. Eve ben giriyorum o çıkıyor, ben çıkıyorum o giriyor. Bazen ben çıkarken o girmiyor. Ben uyuyorum, olmuyor. Zamanlama hatası. şit.

giyerler!

Perşembe, Ekim 26, 2006

evimde yok çatalım, evimde yok kaşığım

Bugün heyecanlı hiçbişey olmadı. Heyecan yok!
İyi... Heyecan yoksa, o zaman ben de Nil konserine gitmek istiyorum. Söylemek istediklerim var bağıra çağıra! Yazarak da olmuyor, bağırmam lazım, zıplamam lazım!
Tişörtle, sıfırın altında on derecede, sıfırın üstünde on derece moralle o şarkıları söylemeliyim. Yani bundan sonra heyecan yoksa...heyecan yoksaaa...
ben de küserim!

Salı, Ekim 24, 2006

?

nw, ben o kapağı da kırdım! nasıl oluyor anlamıyorum?

Pazartesi, Ekim 23, 2006

yerli malı yurdun malı


İlkokulda elma olmuştum ben. Güşşah ablamla kocaman bi elma yapmıştık, iki elimde tutuyordum, sadece yüzüm gözüküyordu. Bi'de şey vardı, söylemem gereken:

amasya elmasıyım
meyvelerin başıyım
al kırmızı yanağım var
beni yersen kan yapar

Alkış sesleri, selam verip iniyorum sahneden.
Elma en sevdiğim meyvelerden biridir. O zaman da bana denk gelmesi bi'rastlantı mıydı? Bayram ya bugün, erken kalkamadım. Aklıma gelen ne varsa söyleyebilecek durumdayım. En güzel giysim de yok ki giyinip apartmanda kapı kapı dolaşayım. Barış Manço da yok zaten. Uykuluyken de çok sinirli oluyorum, özür dilerim Semoş, sesimi çok mu yükselttim?
Ama saat sekizde kalkmam gerektiği zamanlarda, bi'an saat 1 de kalkıcağımı zannetmem çok güzel.
-ya birde kalkıcam birde!
sonra yanılmam, has...servis...
O güzel kahvaltı ah o güzel kahvaltı, bitmesin, öptüm anne!

Cumartesi, Ekim 21, 2006

kimseye şarkı söyleyesim yok nokta

peştu istasyon

Dün değil evvelsi gün... Üzerimde bi'yağmurluk var. Dolanıyorum. Eski bi'vosvos almış Fırat Abi dekor için. İçinde toprak falan var, hurda biraz. 'Al senin olsun 10 milyar da borcun olsun' dedi, güldüm. Kaportasının üzerinde çiçekler var. Çiçekler de araba tekerleğinden yapılmış bi'vazonun içinde. Çok klas, çok hurda, mavi, gök mavisi. Yanına gittim, kapısını falan açmaya çalıştım, içine eğilip baktım herzamanki gibi. Sonra 'bunlar beni çekiyo, nereye gitsem geliyolar' dedim içimden. Bu sırada etrafında da dönmüş oldum bi'tur. Başladığım yerden yerime dönüyodum ki yağmurluğum takıldı öndeki demirine, yırtıldı. İşte tam o sırada bi'şey diyodu; gitme miiiii, gitme bak yoksa atlarım mııııııı, en yakın köprü nerde miiii
...
duyamadım. çok rüzgar vardı, yağmur da yağıyodu.

.kahküllerim de uzadı.

Pazartesi, Ekim 16, 2006

baba beni okula gönder!

hıım ne diyoduk?

bugün yağmur bi yağdı, ben ağlamadım. az kalsın ağlayacaktım. sonra bi güldüm, anında hemde. herkes yağmurda çok hızlı hareket ediyodu, koşuyordu, bağırıyordu. onlara uymak zorunda kaldım, kalmasaydım olmazdı. ama o anlarda hep sakin olmak istedim. hızlıyken yani. elimde bi tane petibör kutusu, içinde neredeyse kağıttan bi kovboy sapkası, takım elbiseler, mahmuzlar, siyah taşlı bi yüzük varken herkes koşturuyordu, benden de koşmamı bekliyolardı. bi'an dayanamadım yavaşlattım herkesi, bildiğin yavaş çekim...sonra ben durdum, yürüdüm. onlar bir adım atarken ben iki adım attım. oh be dedim!!! yağmur da yağıyordu, işte o zaman ilk defa yağmurda acele etmedim. Herkesten de hızlıyken üstelik, koşturmazken, sadece ve sadece yürürken.

Perşembe, Ekim 12, 2006

esin hııımm

............................köyde çekilmiştir,benim uzun kolum sayesinde
Bir diğer süpır vomın.... Kuzenim-den öte birisi kendisi. Gülerken çok sesimiz geliyor mu? Daha fazla bi'bilgi veremem. Nazar değer.(Takılıp düşersek olcak o da nazar...ooooooo olcak o da nazar huuuu olcak o da nazar!)

çok özel istek ve samimiyet: Hep bizde kal, ben uyku sersemi sinirli olsam da seni seviyorum. ay lav yu bebek, ay lav yu...

Salı, Ekim 10, 2006

buraların en büyüğü o bir başkaa güşşah güşşah çok yaşa!


Çoğu kez hayatımı kurtardı, O bir kurtarıcı, O bir süpır star, süpır vomın. Tasarladığım her saçma şeyi üstünde taşıyan, en iyi taşıyan ve kendisini herkese hayran bırakan... İlk sponsorluk deneyimim. O biv, biv güşşaabla, biv aslan burcu, kızıl, vicdanlı bebek, elleri kolları kınalı bebek, şarkı sözü yazarı, aynı zamanda süper ses bi'susun, okumayı bırakın, dinleyin, dinletin...

--------------------------------

Yani işte O biv ağlatan, düğümleten vs. Hediyesi olduğum, senden bahsetmemek olur mu?

Pazartesi, Ekim 09, 2006

Antalya-Tekirova


fire poi... Ozan çekmiş, sundance
juggling festivalinden. Bayıldım. Ben de yapmak istiyorum.
Hem bunları çeviririm bi'şey olunca, kimse yanıma yaklaşamaz. Kapkaççılar belki de beni bugün yerde sürükleyeceklerdi, ya yaaa... Çok korktum, beni uyardılar, ışıklara kadar götürdü net copydeki arkadaşım. İşte onlara fire poi yapardım, bi'de çiiyuv çiyuuv diye sesler çıkarırdım onları etkisiz hale getirirken. Küçükken yapardık dedektifçilik oynarken Can'la. Çiyuv çiyuv ahah. Bi'de bunu sapık taksici için uygulardım, söylemeden edemiciğim.

Cumartesi, Ekim 07, 2006

Pazartesi, Ekim 02, 2006

bak


Bu Ayça. O bizi çizmişti burda, ben de onu çizdim. Çok gizli görevlerde kullanıcaz. Kimlik kartlarımızda keşke böyle resimler olsa. Ben çizerdim.