Cumartesi, Ekim 21, 2006

peştu istasyon

Dün değil evvelsi gün... Üzerimde bi'yağmurluk var. Dolanıyorum. Eski bi'vosvos almış Fırat Abi dekor için. İçinde toprak falan var, hurda biraz. 'Al senin olsun 10 milyar da borcun olsun' dedi, güldüm. Kaportasının üzerinde çiçekler var. Çiçekler de araba tekerleğinden yapılmış bi'vazonun içinde. Çok klas, çok hurda, mavi, gök mavisi. Yanına gittim, kapısını falan açmaya çalıştım, içine eğilip baktım herzamanki gibi. Sonra 'bunlar beni çekiyo, nereye gitsem geliyolar' dedim içimden. Bu sırada etrafında da dönmüş oldum bi'tur. Başladığım yerden yerime dönüyodum ki yağmurluğum takıldı öndeki demirine, yırtıldı. İşte tam o sırada bi'şey diyodu; gitme miiiii, gitme bak yoksa atlarım mııııııı, en yakın köprü nerde miiii
...
duyamadım. çok rüzgar vardı, yağmur da yağıyodu.

.kahküllerim de uzadı.

Hiç yorum yok: