Salı, Ekim 21, 2008

saçlar ve düğün

kış geliyor yine. bu her zaman böyle oluyor, biliyorum. sevmiyorum. ihsan hep aynı şeylerden bahsettiğimi düşünüyor, soğuk, üşümek, banyo yapamamak vs. sonra boşver diyor, güzel şeylerden bahsediyor.
geçen cuma dayımın kızı evlendi, diyorum ya bitmedi düğünler tantanalar. merve...22 yaşında, bundan sonraki hayatına isviçrede devam edecek. çünkü eşi orda çalışıyor, orda yaşıyor. cuma günü için izin aldım ben de şirketten. sabahtan doktora gittim diz ağrılarım için. sonra annemle vardık düğün evine, derinceye. bu kadar korkunç bi'yer olamaz. bi'de orda kuaföre gitmek gibi bi'hata yaptım. allahın unuttuğu bi'kuaför. lambalarını falan ben açtırdım, kapatmışlar efendim arka taraftaki odada lak lak yapıyorlar. sıra yok di mi dedim önce, çünkü önceki gittiğim yerde sıra vardı.evden çıkmak için yarım saatimiz kaldığından dolayı da o kro kuaförünü bulduğuma çok sevinmiştim. herşey mübahtı benim için yani. içeriye kabarık ve dalgalı saçlarla girdim. dedim ki ben doğal bi'saç istiyorum, zaten saçlarım dalgalı, kendi dalgasını kullanarak sadece tarayıp toplayın. elimle de arkadan toplayıp gösterdim. ama anlamadı saçları sarı röfleli, sanki yıllarca yıkanmamışa benzeyen o yaşlı ve depresif saç rengine sahip olan, kuaför olmuş ama insan olamamış hanımefendi.
nasıl bir zevk, nasıl bir histir ki sendeki; insanların saçlarına 70'lerde yaşayan 3 çocuk sahibi kadınların ilk defa düğüne giderken yaptırdıkları bir modeli uygulayabiliyorsun? oldu olacak bi'de kucağıma bi'çocuk ver düğün boyunca taşıyacağım, eteklerimin dibine de biri damatlık, diğeri gelinlik giymiş suratları simli biri kız biri oğlan iki tane çocuk ekle ki tam olsun. böylelikle belki daha yaşlı gözükebilirim. ne dersin? çocuklara da tembihle vızır vızır dönsünler etrafımda.
kuaförlerin geneli bizim gibileri anlayamıyor bence. hepsi bildiklerini okuyor, genelinde biraz simli surat yapma, kafayı yamuk gösterme, saç sahibini yaşlı gösterme, olgun gösterme, alnın kenarından bi'tutam saç çıkarma hevesi var.
bi'daha önden bi'tutam saç çıkarmak isteyene bi'şey demeyeceğim. bırakıcam çıkartsın, sonrasında kendimi süpermen gibi hissederim belki o öndeki bi'tutam saçımla, bakarsın uçarım, kaçarım. alırım o kuaförümsüyü bilinmeyen bi'yere götürürüm, bırakırım orda onu elinde çok sevdiği o siyah tarağıyla. hani bi'tarafında saçı muntazam bi'şekilde ayırmak için kullandığı sivri bi'ucu olan.
sonra benim sonunda aynaya şaşkın şaşkın bakışım gibi baksın etrafına orda. nası oluyomuş diyim ben de pelerinimi savururken,
nasıl oluyormuş?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

süpermen neval, gerçekten süpersin :D:D:D