Çarşamba, Ocak 31, 2007

tavada pişen tavşan=tavaşan

bi kadın vardı istiklalde, asıl işi orda donmak ve bi kenarda durmak olmayan. o kadar aramama rağmen, param beş dakika öncesinde cebimde yokken , onu gördükten sonra, onu biz gördükten sonra ve çok gerçek dedikten sonra ve dönüp yanına gitsek mi, hadi gidelim dedikten sonra, elimi cebime atınca ben; sihir yaptım. hooooop, kaybolmamış. o onunmuş. çok utanmış, öbürküler gibi değilmiş, öyle değilmiş, biz görmüşüz. ermiş deme değiliz, gezgin deme değiliz. o kazakta onunmuş. hani mor çizgili, sahibine bi'türlü verilemeyen ve verildiği gün onu ısıtan, ısıtması gereken. çok mu karışık? aslında hiç değil. aslında herşeyin bi'yeri ve zamanı varmış. bi de masallar var. onlara girmiyorum şimdi ama bu da masal gibi. giymediğiniz bi'şey varmı? yardım kampanyası başlattım da.
bence herşey olması için zamanını bekliyo bi köşede. biz ilerledikçe karşılaşıyoruz. şey gibi mesela, birinin birdenbire çıkıp -böööh- demesi gibi.

Hiç yorum yok: