Pazartesi, Nisan 14, 2008

hergün

yazardım önceden. hergün laptopumuz vardı çünkü, hergün çoook boş vaktimiz. hergün msne girer, hergün konusurduk herkeslerle. kişisel iletiler, mailler, şarkılar, yeni bloggerlar felan filan. ihsan gelince onlara ihtiyacım yokmuş gibi, aynı gün hırsız girdi eve. başka bişey başladı böylelikle. iş başladı, aşk başladı, zaman daraldı. vakit mi kalmadı?

betülcümle, ben tam karamürsele gitmeden önce, cumartesi yani, üsküdarda tost yedik, limonata içtik. moralleri sıcak hava mı alıyodu ne? ya da saklıyodu? sonra alamadık hızımızı ver elini mado, türk kahvesi...muhabbet. ablan var mı keyfim var. sonra bazen çok kolay kırdığımı düşündüm insanları. tövbe ettim. herkes nerde mutluysa orda olmalı. nette ve özde. yanlışların doğruları götürdüğü zaman elde kalan şeyde. doğrularda. kaç netiniz var?

somon balığı yedik sonra babamla bunlardan tam iki saat sonra bilemedin üç saat. tam deniz kıyısında. arada cam olmasa yediğimiz balığı tutup öpüp atardım denize geri sait faik abasıyanık gibin. balık bütün değildi ama, kocaman balığın ortalarında biyeriydi yediğimiz. o yüzden atamadım, tuttum yedim.ne diyorum ben?
hıh işte halamın oğlu evlendi, dayımın kızı geçen hafta sözlendi, ablam da haftaya nişanlanıcak. seda da evlenicek. nesrinin de 18.de doğumgünü. mayısın 17sinde gelen vardı geçen gün. var mı arttıran?

1 yorum:

chiamate dedi ki...

hehehe :)

ben yazının sonuna takılmış durumdayım. havalar ısındı, börtü böcük, tamam aşk meşk de ne bu yahu çevrede bir evlilik telaşesi...bir sıra sen de, yok mu kimse bakışlarına maruz kalışlar...

bu yaşların kaçınılmaz sonu bu olsa gerek. tey tey...

hoş blog ;)